Gözyaşları, gözü korumaya yardımcı olması için sürekli olarak üretilir. Ancak aşırı göz yaşarması veya daha kalın bir akıntı (mukus) üretimi, genellikle “sulu gözler” olarak bilinen bir şeyin yanlış gidebileceğinin bir işareti olabilir. Sulu gözler, kedinizin bir göz enfeksiyonu olduğunun bir işareti olabilir. Konjonktivit, kedilerde en sık teşhis edilen göz enfeksiyonudur. Bu, enfeksiyonun göz kapağının iç yüzeyini ve gözün beyaz kısmını kaplayan konjonktiva zarının iltihaplanmasına neden olduğu durumdur. Gözlerden akıntı (kuruyarak kabuk oluşturabilir) yanı sıra gözlerin etrafındaki bölgeler kızarır ve şişer. Konjonktivit rahatsızlık ve ağrıya neden olur ve tedavi edilmezse göz hasarına, görme kaybına ve hatta kalıcı kör olmaya kadar ilerleyebilir. Bu nedenle, kedinin veteriner tedavisi alması çok önemlidir.

Nedenleri

Göz enfeksiyonları, göze yapılan yaralanmalar veya göze giren yabancı cisimler (örneğin, kir, kum) tarafından oluşabilir. Yeni doğan yavrular, doğum sırasında annenin vajinal enfeksiyonlarından ve hijyenik olmayan bir ortamda doğmalarından dolayı göz enfeksiyonları geliştirebilir. Viral veya bakteriyel hastalıklar da göz enfeksiyonlarına yol açabilir. Örneğin, felin klamidofiloza adlı bir bakteriyel hastalık, genellikle göz enfeksiyonlarına ve konjonktiviteye neden olur. Genellikle yeşil veya sarı bir akıntı, bakteriyel bir enfeksiyonun varlığını gösterir.
Akıntılı gözler, daha yaygın olarak bilinen “kedi gribi” olarak adlandırılan üst solunum yolu enfeksiyonunun bir belirtisi olabilir. Kedi gribi, vakaların %90’ından fazlasında kedilerde feline calicivirus veya feline herpesvirus enfeksiyonu ile oluşur. Bu virüslerin her ikisi de gözlerden akıntıya ve konjonktiviteye neden olabilir. Kedi gribinin diğer belirtileri arasında hapşırma, burun akıntısı, halsizlik, iştahsızlık ve ateş bulunur.
Akıntılı gözler, bir göz ülserinin bir belirtisi olabilir. Ülserler, aşırı gözyaşı üretimine ve mukus akıntısına neden olabilir. Bir göz ülserinin diğer belirtileri arasında kırmızı gözler, ışığa duyarlılık, gözlerin sıkma veya kırpma, patinin gözlerini ovalama, üçüncü göz kapağının görünür kalması veya gözde bulanıklık yer alır.
Akıntılı gözler, kedinin bir alerjisi olduğunu gösterebilir. Kediler, polen, toz, küf, kimyasal maddeler veya yiyeceklere karşı alerjik olabilirler. Bir kedinin alerjik reaksiyon geçirdiğini gösteren diğer belirtiler arasında hapşırma ve kaşıntı yer almaktadır.
Aşırı gözyaşı şeklinde ortaya çıkan akıntılı gözler, epifora olarak bilinir. Epifora, gözden buruna, gözyaşı kanalları veya gözyaşı üretiminin fazla olmasıyla ilgili bir sorun olduğunda oluşur. En yaygın sorun, burun boşluğunun iltihaplanması olan rinit veya sinüslerin (sinüslerin iç yüzeyinin iltihaplanması) tıkanması sonucu bu bölgelerde doku şişmesidir. Aşırı gözyaşı üretimi, gözkapağının alt yüzeyindeki küçük tüylerin varlığından kaynaklanabilir. Aşırı gözyaşı akmasıyla beraber, sürekli gözyaşlarından kaynaklanan yüzde lekelenme görülebilir.
Bazı ırklar epifora eğilimlidir, en bilineni düz yüzlü olanlardır. Bu ırklar arasında çoğu modern Pers ve Exotic Shorthair yer alır. Bu ırkların burnunun kısalığından dolayı gözyaşı sıvısı normal olarak burna boşalamaz, bu da sürekli akıntılı gözlere ve genellikle yüzde lekelere neden olur. Bu kediler ayrıca kafatası şekillerindeki değişiklikler nedeniyle gözlerini kapatabilme yeteneklerinde azalma ve korneanın (gözün saydam tabakası) iltihaplanmasına yol açabilecek şekilde ön plana çıkar.
Join The ICatCare Community
Join the iCatCare Community

Tedavi

Sürekli akan gözlere yönelik tedavi, nedenine bağlıdır. Nedeni teşhis etmek ve uygun tedaviyi vermek için bir veteriner hekim muayenesi gereklidir. Tedavi ne kadar erken yapılırsa o kadar iyidir – kedi rahatsızlık ve ağrı yaşayabilir ve yukarıda bahsedildiği gibi, göz enfeksiyonları tedavi edilmezse göze kalıcı zarar ve hatta körlüğe yol açabilir.