Lorisis > Seyahat > Lizbon’da Mutlaka Görmeniz Gereken 10 Yer
Lizbon, Portekiz’in başkenti ve en büyük şehri olarak Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir. Lizbon, tarihi sokakları, muhteşem manzaraları, canlı kültürü ve lezzetli yemekleri ile turistlerin gözdesi haline gelmiştir. Burada gezerken, Belem Kulesi ve Jeronimos Manastırı gibi tarihi yapıları, Alfama ve Chiado gibi renkli semtleri, St. George Kalesi’nin muhteşem manzaralarını, Lizbon Akvaryumu’nda bir deniz macerasını ve Gulbenkian Müzesi’nde sanatın keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca, Portekiz mutfağının lezzetli yemeklerini ve meşhur Pastel de Nata tatlısını da tadabilirsiniz. Lizbon, Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir ve her ziyaretçiyi kendine hayran bırakacak birçok keşfedilecek yeri ve deneyimi barındırır.
Belem Kulesi (Torre de Belém)
Belem Kulesi (Torre de Belém), Lizbon’un turistik semti Belem’de yer alan ve Portekiz tarihinin en ünlü yapılarından biridir. Bu ikonik yapı, 16. yüzyılın başlarında, Portekizli denizci Vasco da Gama’nın Hindistan’a yaptığı yolculuğu anmak için inşa edilmiştir. Kule, Portekizli mimar Francisco de Arruda tarafından tasarlanmıştır ve o dönemde Hint Okyanusu’nda Portekizli ticaret gemilerinin geçtiği en önemli rota olan Tagus Nehri’nin ağzında bulunmaktadır. Belem Kulesi, orijinal olarak bir gözetleme kulesi olarak inşa edilmişti ve ayrıca Lizbon’un savunmasını güçlendirmek için de kullanılıyordu. Kule, yüksek bir platforma yerleştirilmiş bir topçu kulübesi, dört katlı bir kule ve tepede bulunan bir terastan oluşur. Kulenin tasarımı, Manueline tarzı olarak bilinen bir mimari stilin özelliklerini yansıtır. Manueline tarzı, Portekiz’in Büyük Keşifler döneminde (15. ve 16. yüzyıllarda) popüler olan bir mimari stilidir ve Portekizli denizcilerin gezileri sırasında keşfettikleri yeni yerlerden esinlenen dekoratif öğeleri içerir. Kulenin dış cephesi, gemi kıçı şeklindeki dekoratif detayları, kraliyet armaları, taçlı kalkanlar ve Manueline tarzının tipik deniz hayvanı motifi olan taçlı denizatı heykelleriyle süslenmiştir. İç mekanlarda, çeşitli silahlar ve top mermileri sergilenmektedir. Ziyaretçiler, Belem Kulesi’nin tepesine çıkarak muhteşem nehre ve Lizbon’un şehir manzarasına hayran kalabilirler. Belem Kulesi, 1983 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir ve günümüzde Lizbon’daki en popüler turistik mekanlardan biridir. Ziyaretçiler, kuleyi ziyaret ederek Portekiz tarihinin önemli bir parçasını keşfederler ve Manueline tarzının mimari güzelliğini deneyimleyebilirler. Ayrıca, kule, Lizbon’un güzel semti Belem’deki diğer turistik yerlere (Jeronimos Manastırı gibi) de yakındır, bu nedenle turistlerin mutlaka görmeden gitmemesi gereken bir yerdir.
Jeronimos Manastırı (Mosteiro dos Jerónimos)
Jeronimos Manastırı (Mosteiro dos Jerónimos), Lizbon’un ünlü turistik semti Belem’de yer alan ve Portekiz tarihinin en önemli yapılarından biridir. 16. yüzyılda, Portekizli kral Manuel I tarafından, ünlü denizci Vasco da Gama’nın Hindistan yolculuğu için dua etmek için bir manastır olarak inşa edilmiştir. Jeronimos Manastırı, Manueline tarzı olarak bilinen mimari stilde inşa edilmiştir. Bu tarz, Portekizli denizcilerin keşfettikleri yeni yerlerden esinlenen dekoratif unsurları içerir ve Portekiz’in Büyük Keşifler döneminin (15. ve 16. yüzyıllar) önemli bir örneği olarak kabul edilir. Manastır, iki katlı bir avluya sahiptir. Avlu, manastırın genişliğini gösteren birçok dekoratif unsur ve portre heykelleriyle süslenmiştir. Avlunun bir kenarında, Manuel I ve karısı Maria’nın mezarlarından oluşan bir mezar odası yer almaktadır. Ayrıca, manastırın kilisesi, muhteşem bir iç mekana sahiptir ve aydınlatmasında kullanılan doğal ışık olağanüstüdür. Jeronimos Manastırı, Portekiz’in en önemli sanatçılarının eserleriyle süslenmiştir. Manastırın ana salonunda, ünlü Portekizli ressam Viana’nın eserleri sergilenmektedir. Ayrıca manastırda, ünlü Portekizli şair Luis de Camões’in büstü ve mezarı da bulunmaktadır. Jeronimos Manastırı, 1983 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir ve bugün Lizbon’daki en popüler turistik mekanlardan biridir. Turistler, manastırı ziyaret ederek Manueline mimarisi özelliklerini keşfedebilir, Portekiz tarihinde önemli bir yere sahip olan manastırı tanıyabilir ve ünlü sanatçıların eserlerini görebilirler. Jeronimos Manastırı, Belem Kulesi’ne çok yakın bir konumda yer aldığı için turistlerin Lizbon’da mutlaka görmeden gitmemeleri gereken bir diğer tarihi yapıdır. Manastır, Portekiz tarihinin önemli bir parçasıdır ve Portekiz kültürü ve sanatı hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için ideal bir mekandır.
Castelo de São Jorge (St. George Kalesi)
Castelo de São Jorge (St. George Kalesi), Lizbon’da, tarihi Alfama semtinde yer alan ve şehrin en önemli turistik yerlerinden biridir. Kale, 6. yüzyılda, Visigot hükümdarı Afonso’nun bir kale inşa etmesiyle başladı. Daha sonra, 11. yüzyılda Müslümanlar tarafından ele geçirilerek genişletildi ve 1147 yılında Portekizli kral Afonso Henriques tarafından geri alındı. Castelo de São Jorge, Lizbon’un en yüksek noktasında yer alır ve şehrin çevresindeki manzarasını muhteşem bir şekilde sunar. Kale, dört kuleye ve 18 metre yüksekliğindeki surlara sahiptir. İçerisinde, bir zamanlar kalede yaşamış olan insanların günlük hayatına dair öğeler, tarihi eserler ve heykeller yer alır. Kalenin ana girişi, Portekiz’in denizcilik tarihinin anlatıldığı bir müze olarak kullanılan tarihi Casa Ogival’dir. Müzede, Portekizli denizcilerin keşfettikleri yeni yerlerden getirdikleri eserler, haritalar ve gemi modelleri sergilenmektedir. Kalenin içinde ayrıca, Lizbon tarihinin önemli bir yönünü temsil eden Saray Mahkemesi (Paço Real) ve arkeolojik kalıntılar da bulunmaktadır. Saray Mahkemesi, kraliyet ailesinin yaşadığı bölgedir ve günümüzde, 18. yüzyılda inşa edilmiş olan birçok bina bulunmaktadır. Castelo de São Jorge, turistlerin Lizbon’da mutlaka görmeden gitmemeleri gereken bir yerdir. Burada ziyaretçiler, kaledeki tarihi eserleri keşfedebilir, Lizbon’un panoramik manzarasını izleyebilir ve Portekiz tarihi hakkında daha fazla bilgi edinebilirler. Ayrıca, kale, Lizbon’un ünlü tarihi semti Alfama’ya çok yakın bir konumda yer almaktadır ve burayı keşfetmek için de ideal bir başlangıç noktasıdır. Castelo de São Jorge, Lizbon’un en popüler turistik yerlerinden biri olmasının yanı sıra, Portekiz tarihinin en önemli kalelerinden biridir. Bu tarihi kaleyi ziyaret ederek, Portekiz tarihinin zenginliğini ve Lizbon’un güzelliklerini keşfetmek mümkündür.
Alfama (Lizbon’un tarihi bölgesi)
Alfama, Lizbon’un tarihi bölgesi olarak bilinir ve şehrin en ilginç semtlerinden biridir. Tarihi dokusu, dar sokakları, sıra evleri ve manzaralarıyla ünlüdür. Alfama, Lizbon’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Alfama, Ortaçağ döneminde, Müslüman egemenliğindeyken Portekizliler tarafından ele geçirilmiştir. Semt, yerleşiklerin korunması için yüksek sur duvarları ve kalın kapılarla çevrilidir. Günümüzde, Alfama’da, eski tarihi evlerin yanı sıra restoranlar, barlar ve turistik yerler bulunur. Alfama semtinin en ünlü noktalarından biri, Sao Jorge Kalesi’dir. Kale, Alfama’nın yüksek tepesinde yer alır ve Lizbon’un panoramik manzarasını sunar. Ayrıca, Alfama semtinde bulunan Fado Müzesi, Portekiz’in geleneksel müziği olan Fado hakkında bilgi edinmek için ideal bir yerdir. Alfama semti ayrıca, kahve dükkanları, restoranlar, barlar ve yerel dükkanlar gibi birçok turistik noktaya ev sahipliği yapar. Semtin dar sokaklarında yürürken, tarihi dokusunu hissedebilirsiniz. Bölgede, Portekiz’in ünlü tatlısı Pastel de Nata’nın en iyi örneklerini tadabilirsiniz. Alfama, Lizbon’da turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yerdir. Semt, şehirdeki diğer turistik yerlere de yakın bir konumda yer alır. Ziyaretçiler, Alfama’nın tarihi dokusunu hissedebilir, Portekiz’in kültürünü ve geleneksel müziği olan Fado’yu keşfedebilirler. Ayrıca, semt, Lizbon’un ünlü manzaralarını izlemek için de ideal bir yerdir. Alfama semti, Portekiz tarihinde önemli bir yere sahip olan bir bölgedir. Semtte yürürken, zengin tarihi ve kültürel mirası keşfetmek mümkündür. Turistler, burada geçirdikleri zamanda, Portekiz kültürü hakkında daha fazla bilgi edinirler ve Lizbon’un tarihi ve güzelliklerini keşfederler.
Oceanario de Lisboa (Lizbon Akvaryumu)
Oceanario de Lisboa, Lizbon’daki Parque das Nações bölgesinde yer alan ve Avrupa’nın en büyük akvaryumlarından biridir. 1998 yılında düzenlenen Expo 98 Dünya Fuarı sırasında inşa edilen akvaryum, dünya okyanuslarındaki çeşitli hayvan türlerinin sergilendiği ve korunması için çalışmalar yapılan bir merkezdir. Oceanario de Lisboa, dört farklı okyanus alanını temsil eden büyük bir su tankına sahiptir: Atlantik, Hint, Pasifik ve Antarktika. Her bölge, o bölgedeki hayvanların yanı sıra bitkiler ve diğer deniz canlıları için de ideal bir ortam sunar. Akvaryum, 8.000’den fazla deniz canlısını barındırır ve ziyaretçilere deniz yaşamının çeşitliliğini ve güzelliğini keşfetme fırsatı verir. Oceanario de Lisboa’nın en popüler bölümlerinden biri, 4 katlı bir tüp şeklinde olan “Deniz Ormanı” bölümüdür. Burası, okyanusun derinliklerinde yaşayan deniz canlılarının sergilendiği bir bölümdür. Ziyaretçiler, rengarenk balıkların yanı sıra köpekbalıkları, vatozlar, ahtapotlar ve deniz kaplumbağalarını da görebilirler. Akvaryum ayrıca, Antarktika bölgesinde yaşayan hayvanların sergilendiği bir bölüme de sahiptir. Bu bölümde, penguenler, foklar ve diğer kutup hayvanları yer alır. Bu bölüm, ziyaretçilerin Antarktika bölgesinin özelliklerini ve hayvanlarını keşfetmeleri için bir fırsat sunar. Oceanario de Lisboa, ziyaretçilerin deniz yaşamı hakkında daha fazla bilgi edinmelerini sağlayan interaktif bölümlere de sahiptir. Bu bölümler arasında, ziyaretçilerin deniz kaplumbağalarının beslenmesine katılabildiği bir “Günlük Bakım” bölümü ve okyanusun derinliklerindeki yaşam hakkında daha fazla bilgi edinmek için bir “Keşif” bölümü yer alır. Oceanario de Lisboa, Portekiz’de mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Akvaryum, deniz yaşamının zenginliğini ve çeşitliliğini keşfetmek isteyenler için ideal bir yerdir. Ayrıca, akvaryumun ziyaretçileri bilinçlendirmeye yönelik faaliyetlerle, deniz canlılarının korunmasına katkıda bulunmaları için farkındalık yaratılır.
Chiado (Alışveriş ve Kültür Merkezi)
Chiado, Lizbon’un ünlü alışveriş ve kültür merkezlerinden biridir. Semt, bir zamanlar şairler, yazarlar ve sanatçıların toplandığı bir yer olarak bilinirken, günümüzde, birçok butik, mağaza, kafe ve restoranın yanı sıra birçok kültürel etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Chiado, Portekiz’in en ünlü alışveriş caddesi olan Rua Garrett ile başlar. Caddede, uluslararası markaların yanı sıra yerel butikler de bulunur. Semt, ayrıca, el sanatları, yerel sanatçıların eserleri ve antika eşyaların satıldığı Rua da Misericordia gibi daha geleneksel birçok dükkana da ev sahipliği yapar. Chiado, sanat ve kültür merkezleriyle de ünlüdür. Semtin en ünlü yapısı, müzik ve tiyatro gösterileri için bir konser salonu olarak kullanılan Chiado Müzesi’dir. Ayrıca, semtte, Portekiz’in en ünlü sanatçılarından bazılarının eserlerini sergileyen birçok sanat galerisi de bulunur. Chiado, Lizbon’da turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yerdir. Semt, Lizbon’un merkezinde yer aldığı için diğer turistik yerlere de yakın bir konumdadır. Ziyaretçiler, semtte alışveriş yapabilir, yerel kültürü ve sanatı keşfedebilirler. Ayrıca, semt, Lizbon’un ünlü kafelerinden biri olan A Brasileira’ya ev sahipliği yapar ve burada, dünyaca ünlü Portekizli şair Fernando Pessoa’nın heykeli de bulunur. Chiado, Portekiz tarihinde önemli bir yere sahip olan bir bölgedir. Semt, bir zamanlar Portekizli yazarların ve sanatçıların toplandığı yerdi. Semtteki butikler, mağazalar ve kafeler, ziyaretçilere yerel kültürü ve yaşam tarzını keşfetme fırsatı verir. Ayrıca, semtteki sanat galerileri, ziyaretçilerin Portekiz’in zengin sanat tarihini keşfetmeleri için ideal bir yerdir. Chiado, Lizbon’un en canlı semtlerinden biridir. Semt, alışveriş, kültür ve eğlence için ideal bir yerdir. Turistler, burada geçirdikleri zamanda, Portekiz kültürü ve yaşam tarzı hakkında daha fazla bilgi edinirler ve Lizbon’un güzelliklerini keşfederler.
Rossio Meydanı (Praça do Rossio)
Rossio Meydanı (Praça do Rossio), Lizbon’un en ünlü meydanlarından biridir ve şehrin merkezinde yer alır. Meydan, tarihi dokusu, ünlü binaları ve hareketli atmosferiyle turistlerin ilgi odağıdır. Rossio Meydanı, 16. yüzyılda, Lizbon’un ana caddesi olan Rua Augusta ile birleşen Rua das Portas de Santo Antão’nun buluştuğu bir noktada inşa edildi. Meydan, Ortaçağ’dan beri ticaret merkezi olarak kullanıldı ve günümüzde de hala hareketli bir ticaret bölgesidir. Meydanın ortasında, Lizbon’un simgesi olan Dom Pedro IV heykeli bulunur. Heykel, meydana tam anlamıyla hükmeder ve ziyaretçilere meydandaki hareketli atmosferi izleme fırsatı verir. Meydan ayrıca, Baroque ve Neo-Manueline mimarisine sahip birçok ünlü binaya da ev sahipliği yapar. Rossio Meydanı, Lizbon’da turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yerdir. Meydan, diğer turistik yerlere de yakın bir konumda yer alır. Ziyaretçiler, meydanda yürüyebilir, tarihi binaları keşfedebilir, yerel pazarlarda alışveriş yapabilirler. Ayrıca, meydan, birçok kafe ve restoranın yanı sıra, Portekiz’in ünlü tatlısı Pastel de Nata’nın en iyi örneklerini sunan pastanelere de ev sahipliği yapar. Rossio Meydanı, Portekiz tarihinde önemli bir yere sahip olan bir bölgedir. Meydan, Lizbon’un ticaret geçmişini yansıtır ve Portekizli tarihindeki önemli olaylara ev sahipliği yapmıştır. Meydan, turistlerin Lizbon’un tarihini ve kültürünü keşfetmeleri için ideal bir yerdir. Rossio Meydanı, Lizbon’un en ünlü ve canlı meydanlarından biridir. Meydan, Portekiz’in tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtır. Turistler, burada geçirdikleri zamanda, Lizbon’un güzelliklerini ve yaşam tarzını keşfederler.
Santa Justa Asansörü (Elevador de Santa Justa)
Santa Justa Asansörü (Elevador de Santa Justa), Lizbon’un tarihi merkezindeki Carmo Meydanı ve Baixa Bölgesi’ni birbirine bağlayan ünlü bir asansördür. Asansör, 19. yüzyılda inşa edilmiştir ve mimari açıdan da oldukça etkileyicidir. Asansör, Raul Mesnier de Ponsard tarafından tasarlanmıştır ve neo-gotik tarzıyla ünlüdür. Asansörün tasarımı, Eiffel Kulesi’nin mimarı Gustave Eiffel tarafından da etkilenmiştir. Asansör, metal bir yapıya sahip olup, yüksekliği 45 metre kadardır. Santa Justa Asansörü, Lizbon’un tarihi semtlerinin arasında yolculuk yapmak için kullanılan bir ulaşım aracıdır. Asansör, Baixa Bölgesi’nden yukarı doğru Carmo Meydanı’na çıkarken, muhteşem bir panoramik manzara sunar. Ziyaretçiler, asansörle yukarı çıktıklarında, Lizbon’un tarihi merkezinin güzelliklerini keşfedebilirler. Asansörün tepesinde, Santa Justa Miradoru olarak da bilinen bir teras bulunur. Teras, ziyaretçilere, Lizbon’un ünlü manzaralarını sunan bir gözlem noktasıdır. Ayrıca, teras, Lizbon’un tarihi merkezinde yer alan birçok ünlü yapıyı da görmek mümkündür. Santa Justa Asansörü, Lizbon’da turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerden biridir. Asansör, tarihi dokusu ve mimarisiyle turistlerin ilgisini çeker. Ayrıca, asansör, Lizbon’un merkezinde yer aldığı için diğer turistik yerlere de yakın bir konumdadır. Asansör, Portekiz tarihinde önemli bir yere sahip olan bir bölgedir. Asansör, turistlerin Lizbon’un tarihi ve kültürel mirasını keşfetmeleri için ideal bir yerdir. Ziyaretçiler, asansörle yukarı çıkarken, Portekiz’in zengin tarihini ve kültürünü hissedebilirler. Santa Justa Asansörü, Lizbon’un en ünlü turistik yerlerinden biridir. Asansör, Lizbon’un güzelliklerini keşfetmek isteyen ziyaretçiler için ideal bir yerdir. Ayrıca, asansör, Lizbon’da manzaralı bir tur yapmak isteyenler için de ideal bir seçenektir.
Carmo Manastırı (Convento do Carmo)
Carmo Manastırı (Convento do Carmo), Lizbon’un tarihi merkezinde yer alan ünlü bir manastırdır. Manastır, 14. yüzyılda Karmelit Tarikatı tarafından inşa edilmiştir ve günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Carmo Manastırı, Lizbon’un en ilginç tarihi yapılarından biridir. Manastırın mimarisi, Gotik ve Romaesk tarzları arasında bir karışımdır. Ayrıca, manastırın avlusunda birçok tarihi mezar taşı bulunur ve bu mezar taşları, Lizbon’un tarihi ile ilgili birçok hikayeyi anlatır. Manastırın en ilginç özelliklerinden biri, çatısının olmamasıdır. Manastırın çatısı, 1755 Lizbon depreminde çökmüştür ve manastırın günümüzdeki hali de bu şekilde kalmıştır. Bu nedenle, manastırın içinde ve dışında gezinirken gökyüzünü görebilirsiniz. Carmo Manastırı, Lizbon’da turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerden biridir. Manastır, Lizbon’un tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtır. Ayrıca, manastır, diğer turistik yerlere de yakın bir konumdadır. Ziyaretçiler, manastırın tarihi ve mimarisini keşfedebilirler. Manastırın içinde, Lizbon’un tarihi hakkında bilgi edinmek için kullanılan bir müze bulunur. Müzede, manastırın tarihi ve çöküşü hakkında bilgi edinilebilir. Ayrıca, müzede, Lizbon’un tarihi hakkında birçok eser de sergilenmektedir. Carmo Manastırı, Portekiz tarihinde önemli bir yere sahip olan bir bölgedir. Manastır, turistlerin Lizbon’un tarihini ve kültürünü keşfetmeleri için ideal bir yerdir. Ayrıca, manastır, Lizbon’un tarihi merkezinde yer aldığı için, tarihi ve kültürel keşiflerin yanı sıra alışveriş, yeme-içme ve eğlence gibi aktiviteler için de uygun bir konumdadır. Carmo Manastırı, Lizbon’un en ilginç ve etkileyici tarihi yapılarından biridir. Manastır, tarihi dokusu ve mimarisiyle turistlerin ilgisini çeker. Ayrıca, manastırın çatısının olmaması, manastırı daha da etkileyici hale getirir ve Lizbon’un tarihindeki önemli olayları anlatır.
Gulbenkian Müzesi (Museu Calouste Gulbenkian)
Gulbenkian Müzesi (Museu Calouste Gulbenkian), Lizbon’un en ünlü müzelerinden biridir. Müze, sanat koleksiyonu ve botanik bahçesiyle ziyaretçilere keyifli bir deneyim sunar. Müze, Calouste Gulbenkian tarafından oluşturulan zengin bir koleksiyona sahiptir. Gulbenkian Müzesi, farklı dönemlere ait sanat eserlerini barındıran bir müzedir. Müzenin koleksiyonunda, Mısır, Yunan, Roma, İslam ve Avrupa sanatına ait eserler yer alır. Ayrıca, müze, Orta Çağ’dan günümüze kadar olan birçok döneme ait sanat eserlerine de ev sahipliği yapar. Müze, zengin bir resim koleksiyonuna da sahiptir. Koleksiyonda, Portekizli sanatçılar ve uluslararası ünlü sanatçıların eserleri yer alır. Ayrıca, müzede heykel, seramik, cam ve mücevher gibi farklı sanat eserleri de sergilenmektedir. Gulbenkian Müzesi, ayrıca botanik bahçesiyle de ünlüdür. Bahçede, farklı türlerde bitkiler ve ağaçlar yer alır. Ayrıca, bahçede bir gölet ve su özellikleri de vardır. Ziyaretçiler, bahçede yürüyüş yaparak, doğanın güzelliklerini keşfedebilirler. Gulbenkian Müzesi, Lizbon’da turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerden biridir. Müze, sanat ve doğa severlerin ilgisini çeker. Ayrıca, müze, diğer turistik yerlere de yakın bir konumdadır. Müzenin içinde, ziyaretçiler için bir kafe ve restoran da bulunur. Kafe, Portekiz’in ünlü kahveleri ve tatlılarından tadabileceğiniz bir yerdir. Restoran ise, yerel lezzetleri sunan bir menüye sahiptir. Gulbenkian Müzesi, Portekiz tarihinde önemli bir yere sahip olan bir bölgede yer alır. Müze, Lizbon’un tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtır. Ayrıca, müze, Lizbon’un modern sanat hareketlerini ve sanatçılarını da keşfetmek isteyen ziyaretçiler için ideal bir yerdir. Gulbenkian Müzesi, Lizbon’un en ünlü turistik yerlerinden biridir. Müze, zengin bir sanat koleksiyonuna sahiptir ve botanik bahçesiyle de ziyaretçilerin ilgisini çeker. Ayrıca, müze, Lizbon’da gezilecek yerler listesinde üst sıral